İzmir-Karşıyaka’da oturma eyleminin 209. haftasında mücadele çağrısı yapıldı. “Emekten, barıştan, demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten yana biz kamu emekçileri 1 Mayıs günü Gündoğdu Meydanında olacağız.”
Karşıyaka Çarşı girişinde KHK’lerle işlerinden ihraç edilen öğretmenlerimiz ve kamu emekçilerinin işlerine iade edilmeleri için 209. hafta oturma eylemi yapıldı. “Oturma eylemi 209. haftasında”, “İhraç tecrittir. Tecrit insan hakları ihlalidir. Hak ihlallerine hayır. İşimize geri döneceğiz. Kesk Şubeler Platformu” , “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” yazılı pankartları açılarak, “Söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var”, “Yalana, talana, yoksulluğa karşı 1 Mayıs’ta alandayız”, “Haklarımızı, hayatlarımız, kazanımlarımız için 1 Mayıs’ta alana”, “Emeğime kimliğime, bedenime dokunma”, “İlo 190 Sayılı Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi imzalansın, iş yaşamında uygulanan ayrımcılık, şiddet, taciz, mobing son bulsun” dövizleri taşındı.
Oturma eyleminde 1 Mayıs ve Gezi davasına vurgulanarak, Gezi davasında katledilen, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif ve Elif Çermik’in isimleri okundu. Egitim-Sen Karşıyaka temsilcisi, gezide yitirdiklerimizin katilleri yargılanmazken seçimlerde AKP Milletvekili adayı olan bir hakiminde bulunduğu heyet tarafından hukuksuz ve adaletsiz bir biçimde verilen kararın siyasi bir karar olduğu belirtildi. 1 Mayıs’ta alanlarda mücadeleyi büyütme ve Gündoğdu da saat 13.00 yapılacak mitinge katılım çağrısı yapıldı. Açıklamada sık sık “Direne direne kazanacağız”, “KHK’lar gidecek biz kalacağız”, “Yaşasın 1 Mayıs”, “Bıji Yek Gulan” ,”Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı.

Oturma eylemine, Kesk Dönem Sözcüsü ve Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Başkanı necip Vardal, HDP İzmir Milletvekili Serpil kemalbay, HDP il ve karşıyaka İlçe Örgütü, HDP İl Eş Başkanı Vedat Çınar Altan, Y Eşil Sol Parti, İmece Dostluk temsileri de destek verdi, dayanışma gösterdi.
Oturma eylemine, Eğitim-Sen Genel Merkez yöneticisi de katıldı. KHK’lar işine son verilen kamu emekçileri için mücadeleyi her alanda sürdürdüklerini belirterek, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa vurgu yaparak 1 Mayısta da alanlarda mücadeleyi sürdüreceklerini ve işlerine geri döneceklerini belirti. Biz kazanacağız dedi. Eğitim-Sen 2 Nolu Şube üyesi ve Kanun Hükmünde kararname ile öğretmenlikten ihraç edilen Zeliha Dağlı 209.haftanın basın açıklamasını okudu.
izmir.imece-der.com yer alan açıklama şöyle;
“Ekonomik kriz, işsizlik, zamlar, pandemi, borçlanma derken ülkemizde insanca yaşamak bir yana hayatta kalmak bile her gün zorlaşıyor.
Bu düzen toplumun işini, aşını geçimini ve sağlığını korumuyor, aksine tehdit ediyor.
Bu düzenin çarkları, dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten emekçileri, mühendisleri, mimarları, hekimleri, avukatları, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, gençleri, kadınları, emeklileri ezdikçe eziyor.
Bu düzenin çarkları, zengini daha zengin etmek, bankaların kasalarını doldurmak, şirketleri ihalelerle beslemek üzere kurulmuş.
Bu düzenin çarkları sermayeye sömürecek ucuz emek, yağmalanacak doğa, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor.
Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, artan borçlarla, salgınla mücadele ederken 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı ülkenin tüm kaynaklarını, bir avuç patronu ve ayrıcalıklı zümreyi korumak için seferber etti, etmeye devam ediyor.
Halk işe, ekmeğe, insanca bir yaşama olduğu kadar demokrasi, adalet ve hukuka da aç. Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor.
Bu düzenin devamı için demokrasinin son kırıntıları bile ortadan kaldırılıyor. Demokratik hak olarak elde kalan tek hakkımız olan seçme ve seçilme hakkımıza dahi el uzatılıyor.
İktidar kadınlara, LGBTİ+lara özgür ve eşit yaşam hakkı tanımıyor. Kapitalist patriyarkal sistem kolkola her tür bakım yükünü kadınların sırtına yıkarak kadının emeğini değersizleştiriyor, düşük ücretlere mahkum ediyor, yeniden üretim emeğini görünmez kılıyor, sosyal güvenlik haklarını elinden alıyor. İş ve aile yaşamı uyumu adı altında esnek ve güvencesiz çalışma ile katmerli sömürüye kılıf buluyor; kadını kamusal alandan dışlayıp eve kapatacak, bakım yükünü sırtına yıkacak uygulamaları “müjde” diye sunuyor.
Kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi,erkek şiddeti yargılamalarında izlenen cezasızlık politikaları ,faillere yönelik iyi hal ve haksız tahrik indirimleri kadına yönelik şiddeti her geçen gün artıyor. Kadınlar olarak savaşa, yoksulluğa, şiddete, karşı yaşamın her alanında hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, kararnameniz hükümsüzdür.
Üstü örtülemeyen hakikate dair çığlıklar, baskı ile, şiddet ile, sansür ile, zor ile bastırılmak isteniyor. Hakkını arayan ve gerçekleri söyleyen herkes bu düzenin hukuk dışı zorbalıklarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu düzenin devamı için demokrasinin son kırıntıları bile ortadan kaldırılıyor. Herkesin eşit, adaletli ve barış içinde insanca yaşayacağı bir ülke için mücadele eden arkadaşlarımız haksız hukuksuz bir şekilde işlerinden ihraç edildiler. İzmir’de ihraç edilen kadın arkadaşlarımıza OHAL komisyonu tarafından ret kararı verilmesi münferit değildir, her alanda büyüyen kadın mücadelesi engellenmek isteniyor. Redlerinizi reddediyoruz. OHAL Komisyonu lağvedilmeli ve hukuksuz şekilde ihraç edilen arkadaşlarımız bir an önce görevlerine iade edilmelidir. 209 haftadır bu hukuksuzluk son bulsun diye alandayız, ihraç edilen son arkadaşımız işine geri dönünceye kadar bu alanı terk etmeyeceğiz.
İktidar uyguladığı hukuksuzluklarına hergün bir yenisini ekliyor. Gezi davasında tutuklu bulunan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası ve tutuklanmalarına karar verildi.Toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik bu karara imza atanlar gün gelecek halka hesap verecektir. Boyun eğmeyen, susmayan, direnenlere bu alandan bin selam gönderiyoruz.
Bu düzen mağdur ettiği milyonları bölüp parçalayarak yönetmek gibi tehlikeli bir yönteme başvuruyor. Sürekli olarak iç ve dış düşman yaratılıyor. Yukarıdan aşağıya kışkırtılan şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik ve savaş politikaları bu düzenin yarattığı krizi yönetmenin bir yolu olarak ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor.
Bu düzen böyle gitmez. Halkı yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, borçluluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden bu akıl dışı düzen Türkiye’nin sırtında bir yüktür.
Öte yandan 20 yıldır ülkeyi yönetenler ve tüm yetkileri tek kişide toplayanlar sorumluluktan kaçamaz. Ülkenin kanayan sorunlarını kendi dışındaki herkese ve her şeye bağlayan bir yönetim anlayışına artık yeter diyoruz.
Gün şikâyet etme günü değildir. Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 82 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var.
1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günü ülkenin dört bir yanında gücümüzü ve coşkumuzu meydanlara taşıdığımız bir gün olacaktır. Emekten, barıştan, demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten yana biz kamu emekçileri 1 Mayıs günü Gündoğdu Meydanında olacağız.
YAŞASIN 1 MAYIS! BIJİ YEK GULAN!”
Oturma eyleminde HDP Milletvekil Serpil Kemalbay’a da söz veridi. Kemalbay, Gezi ve Kobane davalarının hukuki olmadığını söyledi. “Kadın Mücadelesi bize burada örnek. Kadınların 1 Mayıs’ta giderken yaşamların da uğradıkları ayrımcılık, şiddet, istismar da taleplerimiz arasında. İstanbul Sözleşmesini de savunmaya devam edeceğiz. “Cezaevlerinde tutuklulara özgürlük, Aysel Tuğluk yoldaşımıza özgürlük” ve “1 Mayısta alanlarda olacağız.” dedi. Kemalbay, “29 Nisan’da Deniz Poyraz’ın duruşması var. Sizleri bu duruşmayı davet ediyorum. Deniz Poyraz’a yapılan saldırı Türkiye’nin barışına, emeğine yapılan saldırıdır” diye konuştu.
Kamu emekçileri Sendikası (KESK) Kadın Meclisleri Temsilcisi de İstanbul Sözleşmesi için her alanda mücadele ettiklerini, kadınların katledilmesine ve kadınlara yönelik şiddet ve tacize iş yaşamında uygulanan ayrımcılığa karşı sokaklarda mücadele ettiklerini belirtti.
Eğitim Sen Genel Kadın Sekreteri Simge Yıldırım’da her gün üç kadının katledildiği, cezaevlerinde şiddetin sürdüğü koşullarda siyasi iktidarın saldırılarına karşı ve İstanbul Sözleşmesi için mücadelenin sürdürüleceğini ve 1 mayısta alanlarda olacaklarını belirtti. Yarın sabah Danıştay’da görülecek İstanbul Sözleşmesi davası için hakimlere seslenerek, uluslararası bir sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kaldırılamayacağını ve hukuksuz kararlar vermekten vazgeçmeleri çağrısı yaptı.
