Okul kültürü, o okulda görev yapan insanlar arasındaki etkileşimlerin niteliğini belirler. Güçlü bir okul kültüründe o okulun öğretmenleri, diğer tüm çalışanları arasında birbiriyle örtüşen ve birbirini destekleyen etkileşimler bulunmalıdır.
O okulda başarının hangi konuda sağlanacağı hedeflenir, sadece okul müdürü değil idareciler, öğretmenler, okulun diğer çalışanları okulda başarının nasıl yakalanacağı ve okulun bu başarıya nasıl katkıda bulunacağı konusunda bilgi sahibidirler. Öğrencilere bu konular sıklıkla hatırlatılır ki kültür paylaşılan, hissedilen ve günlük hayatı şekillendiren bir etki yaratır.

Büyük Çiğli Lisesi okul kültürü oluşmuş bir okuldu.
O yıllarda Büyük Çiğli Lisesi’nin öğrencileri yurdun dört bir tarafından göçüp gelmiş amele, işçi, esnaf, çiftçi çocukları idik. Çiğli’nin neredeyse tüm nüfusu farklı kültürlerden, inançlardan gelmiş göçmen ailelerden oluşuyordu. Bizler de o güzel ailelerin “okusunlar da kendilerini kurtarsınlar” diye liseye gönderdikleri, ülkenin çalkantılı döneminden sonra yapılan askeri darbe sonrası lise öğrencisi gençlerdik. Hem şanssız hem şanslı çocuklardık.
Şansımız; o dönem Büyük Çiğli Lisesi öğretmenleriydi tabi ki. O öğretmenler bizi bilimin ışığında; edebiyatı, sporu, sanatı sevdirerek, birliğin, beraberliğin, dostluğun, kardeşliğin önemini öğreterek yetiştirdiler.
Lise bittiğinde kimimiz üniversiteye gitti, kimimiz hayata atıldı, kimimiz evlendi, böylece yurt içine, yurt dışına dağıldık. Çoğumuzun iletişimi koptu, yıllarca kapı komşu olduklarımızla görüşebildik ancak.
Derken; on üç, on dört yıl önce sosyal medya aracılığıyla birbirimizle iletişime geçtik. Her yıl buluşmalara başladık.
Pandemi sebebiyle iki yıl aradan sonra onuncu (10.) buluşmamızı gerçekleştirdik geçtiğimiz günlerde.
Öğrencisi olmaktan gurur duyduğum yazar şair Hidayet Karakuş, ülkenin olimpiyatlara gönderdiği ilk kadın atlet Semra Aksu (Çiğlili olma sebebiyle ablamız, sonra okuduğu lisede öğretmenimiz olan), o yıllarda hem müdür yardımcısı hem öğretmenlik yapan Resim Öğretmenimiz Kenan Hürel, Fizik Öğretmenimiz Ziya Kaşlı, hocaların hocası Beden Eğitimi Öğretmeni Yılmaz Köz, Resim Öğretmeni İclal Karakuş, Beden Eğitimi Öğretmenlerimizden Emel Dengiz, Emel Dönmez, Gürtan Topal, Özlem Ertan, Rahmetli öğretmenimiz Celal Uguş’un eşi Tülay Uguş, Matematik Öğretmeni İbrahim Erol, İngilizce Öğretmeni Zeki Erdoğan davetimizi kabul edip buluşmaya gelerek bizi mutlu ettiler.
Ziya Kaşlı hocamız “40 yılın özeti ve 40 yıla bedel bir gündü “birlik-beraberlik ” kavramının anlam bulduğu bir gündü.” diye özetlemişti buluşmayı.
Bizler edebiyatı Recep Vergili’ den, Melihat&Hayrullah Öztürk’ten, Matematiği Ağa Sefer’den, Fiziği Süreyya Çakmak’tan,
halk oyunları sevdasını Arsal Yaya’dan, tarihi Murat Aktaş’tan öğrendik. Futbol takımı Celâl Uğuş’la efsane takım hâline geldi. Üçü de anılarımızda yaşamaya devam edecek.
Dürüst olmak gerekirse adını anmak istemediğimiz öğretmenler de vardı unutuldular…
Bize kardeşliği, birliği, dostluğu, dayanışmayı, paylaşmayı, sevmeyi öğreten öğretmenlere denk gelmemiz şans, BÇLli olmak ise gurur.✌❤
Hamiş: 85 mezunlarının kardeşliği daim, her yıl farklı şehirlerden gelen dostlar varolsun!