Çocuklarla İçin Felsefe (P4C) çalışmaları bir iki kez yapıldığında çalışma hakkında farkındalık yaratır, düzenli yapıldığında ise; felsefik soru sorma, felsefik düşünme, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme becerileri kazandırır. Bunlarla birlikte; karar verme becerisi, okuduğunu anlama ve konu hakkında derin düşünme becerisi elde eder.
P4C çalışmaları ile muhakeme etmeyi, hayal kurmayı, kurgu ve gerçeği ayırt edebilmeyi öğrenir.
En önemli kazanımlardan biri olan DİNLEME becerisini edinirler.
Neden en önemli kazanım diyorum dinleme için?
Çünkü yapılan araştırmalarda, çalışmalarda dinlemenin ögrenmedeki etkisi, önemi görülmektedir.
“Bireyler arasında iletişimi sağlayan dil, çocuğun anne karnındaki dönemde çevreyle iletişime geçmesine olanak sağlar. Dil, anlama (dinleme ve okuma) ve anlatma (konuşma ve yazma) becerilerinden oluşur. Bunlar içerisinde anlama başlığı altında ele alınan dinleme, bireyin anne karnında edinmeye başladığı ilk dil becerisidir. Çocuğun konuşmaya başlayana kadar çevreyi anlamayı ve kendini anlatmayı sağlayan tek becerisi de yine dinlemedir. Dinleme becerisinin anne karnında edinilmeye başlaması, onun diğer becerilerden ayrı düşünülmesine ve kendiliğinden geliştiği veya sonradan geliştirilemeyeceği gibi yanlış bir inanışın yaygınlık kazanmasına neden olmuştur. Oysa dinleme de bir dil becerisidir ve bu beceri de diğerleri gibi eğitim yoluyla zamanla geliştirilebilir. Dinleme iletişimi gerçekleştiren temel ögedir. Özbay (2006) dinlemeyi, konuşan ya da sesli okuyan bir kişinin vermek istediği mesajı, tam olarak anlayabilme becerisi şeklinde tanımlamaktadır. Dinleme, söylenenlere dikkatini tam verme ve onları anlamaktır. Bir kişiyi ve onun dış çevreyi nasıl algıladığını anlamak için o kişiyi dinlemek gerekmektedir. Bir başkasını dinlemek, dinleyebilmek güç bir iştir. Bu iş, karşıdaki insana ilgi ve saygı duymayı, sabırlı ve rahat olmayı gerektirir. Denilebilir ki olumlu ilişkiler geliştirmede, insanlardan bilgi almada, başkalarını tanımada, anlamada ve onlara yardım etmede en temel unsur dinlemedir (Cihangir, 2004). İyi bir dinleyici, aynı zamanda karşı tarafa saygı gösteren, onun sözünü kesmeyen, onu anlamaya çalışan kişidir.”
Çocuklar dinlemeyi önce ailede, sonra da okullarda öğrenmeli ama görüyoruz ki bunu başaramıyoruz.
Okullarda yapılan törenleri gözlemleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız. Müthiş bir gürültü ve uğultu içinde sunulur programlar. Öğrencisi, velisi yapılan konuşmayı, sunulan gösteriyi sessizce dinleyemezler.
Tv programlarındaki tartışma programlarını izlediğimizde; programa katılan konuşmacıları düşünün. Kimse karşısındakini dinlemez, konuşur durur.
Çocuklar da yetişkinlerimiz gibi sadece ne söylemek istedikleri ile ilgilenirler. Karşısındakinin ne söyleyeceğinin bir önemi yok kendisi için. Kendisinin söyleyeceğine odaklanır ve söylemek ister.
Çocuklar İçin Felsefe çalışmalarında çocuk; düşündüğünü ifade etmek, konuşabilmek, tartışabilmek için dinlemek zorunda olduğunu öğrenir. Dinlediğinde, karşı tarafın fikrini öğrenir, muhakeme yapar bunun üzerine kendi fikrini oluşturur, savunur.

Hamiş:
*Dinlenilmek istiyorsan, önce karşındakini dinlemeyi öğreneceksin!
** Eğitim şart, eğitimde de felsefe şart!
#guleferyasaruygurlaSoruYorump4cAtolyesi
Kaynak: dergipark.org.tr
Yrd. Doc. Dr. Deniz Melanlıoglu