Seninle başladı dönmeye dünya,
Sen varsın diye açtı ve soldu kına çiçeği.
Seninle doğdu bebek, ağladı, güldü;
Işık verdi karanlıklarda
Ateş böceği…
Seninle yükseldi dağlar güneşe,
İndi ovalar ayaklarına…
Seninle dizildi yollar peş peşe
Kavuştu sılada sokaklarına…
Seninle yürüdü toprağa sular,
Seninle bulut oldu
Islak topraklar…
*
Sonra
Yağmur oldu yağdı şafakla,
Taa akşama kadar
Bulutlar…
Açtı, boylandı düğün çiçeği,
Lâvanta oldu gelin elinde…
Gül dalında kaygısız öttü bülbül,
Bir şarkı oldu ozan telinde…
Gelin eli değmişti bulutlara,
Ozan teli değmişti…
Ne gelin, ne ozan
İkisi de bunu bilememişti…
Deniz için yağdı,
Toprak için yağdı,
Yıldızlar için yağdı bulutlar…
Hep
Senin için yağdı…
Yağdı bulutlar…
*
Göl oldu suya hasret topraklar
Turnalar, leylekler, ceylanlar için.
Gövel ördek büyüsün, yüzsün diye,
Düşsün taneler başağa dursun diye,
Binlerce asır genç
Çocukların pınarlarında
Hayat hep aksın diye,
Su ve toprak;
En eski,
En son
İki sevgili
Buluştu güneşin altında;
Yeniden bulut olmak için
Senin semalarında…
*
Balıklar özgürdüler
Ve sürü sürüydüler
Toprağa sevdalı
Koskoca mavi suda…
Balık mı tutsaktı,
Yoksa su mu tutsaktı
Bir küçük akvaryumda…
Özgür sularda
Bin bereketle çoğalırken
Balığın
Akışı tutsak sularda
Azatlığı çalınan kardeşi
Yarınsız, oğulsuz kaldı,
Büyümedi ama ne hakla…
*
Özgür olsa da kartal havada
Toprağın bağrındaydı yavrusu yuvada.
Toprağın bağrındaydı karlı dağların kurdu
Toprağın bağrındaydı orman, ova ve su
Toprağın bağrındaydı insanın tüten ocağı…
Gebeydi bir şeylere,
Belliydi bir ana olacağı…
Coşardı, severdi, ağlardı bazen
Tadardı, duyardı, koklardı hep;
Eliyle yoklar, gözüyle görürdü her şeyi
Özgürlüğü göğsüyle emziren topraklar…
Büyümedi ama ne hakla…
İçinde tanesini sakladığı başaklar…