“Tevfik Özpak”
Maaşından kirasını ödeyen, üniversitedeki oğluna yollayan, günlük gazetesini mutlaka alan, kitaplar almaya çalışan bir işçi emeklisidir Tevfik Özpak.
Emek mücadelesinde koşturan, eylemlerde partisinin tişörtünü sırtından çıkarmadan propaganda, örgütlenme faaliyetlerinde görevler alan bir kitap kurdu.

Artık “Düldülleşen” eskimiş arabasını bazen ittirerek, anlayan birisini bulamadığında sıklıkla araba tamircisine götürerek çalıştırabilen, içi kitap, pankart dolu Düldülünü, gereksinim olduğunu hissettiğinde bile arkadaşlarının hizmetine sunan bir devrimci.
Okuyor Tevfik, çok okuyor. O evinin dışında rutinleşmiş refleksleriyle Dikili sahilinde kitap okurken görülür sık sık.
Bilimden, sanattan okur, partilerin yayınlarını kaçırmaz, psikoloji kitapları en çok okuduğudur. Okumanın verdiğiyle çok konuda fikir sahibidir. Entelektüel düzeyini, filozofça (kendine özgü düşünceleriyle) tamamlar. İşçi emeklisidir, ama okumanın pratik mücadeleye yansıması genişliğinde, nettir. Çok okuyor olmanın bilgi genişliğini mücadele kararlılığına yansıtır. Çünkü teorinin pratiğe yansıması, birbirini tamamlayan bu iki ögenin illa ki olması gerektiği bilincindedir. Okudukça çoğalttığı bilgisini işçi sınıfı mücadelesi, ideolojisi temelinde yorumlar, bilgilendirir çevresini. Umutludur hep, etrafına umut aşılayanlardandır.
“Okuyacağız hocam,” der arkadaşlarına. “Daha bilinçli, öngörülü olmalıyız. “
Dikili sahilinde örnek bir görüntüde olarak elinde kitap gözleri sayfalarda gezinirken, kitapsızlara sessizce seslenir Tevfik Özpak:
“Oku… Kitap al, bul. Yaşam bilgidir, bilimdir. Günlerini bilgiyle donat, değerlendir…”
Ahmet Sefa